Sarı Gelin
Abdulkadir Geylani Hazretleri'nin müritlerinden biri olan Şey Senan bir rüya görür. Rüyasında kendisini putlara taparken görmüştür. Bu rüyanın etkisi ile Bağdat'tan yol açıkmış ve Erzurum'a gelmiştir. Burada Gürcü Penek Kralı olan IV. David'in kızı Humar Hatun'u görür ve ona aşık olur. Şey Senan kızın giydiği Hint kıyafeti nedeniyle kıza Sarı Gelin adını takar.
Aşık olduğu hatunun tüm isteklerine boyun eğen Şey Senan onun uğruna şarap içerek Hristiyanlığı kabul eder. Bununla da kalmaz domuz çobanlığına başlar. Diğer dervişler ise kendi şeyhlerinin bu durumundan rahatsızlık duyarlar. Ancak çare bulamaz ve Bağdat'a dönerler. Şeyhlerinin yakalandığı bu aşkın aslında gerçek anlamda Allah uğruna çekilen bir çile olduğunu diğer dervişler Bağdat'ta öğrenirler. Dönerek Erzurum'da şeyhlerine yeniden sahip çıkarlar.
Dervişliğin en üst mertebesine ulaşan Şeyh Senan Sarı Gelin'e kavuşmak üzere olduğu zaman domuz çobanlığını bırakır ve dervişlerini de yanına alarak saraydan ayrılır. Humar Hanım, Şeyh Senan'ın aşk uğruna yaptığı fedakarlıkları anlar ve Müslüman olur. Kavuşmaları ise Allahuekber dağlarında gerçekleşir. Fakat aşklarının sonu yine de büyük bir hüsran ile biter. O gün sonra da o dağlar "Allahuekber" dağları olarak bilinir.
Yorumlar
Yorum Yaz